5 Aralık 2009 Cumartesi

AKASYANİN ÖNEMİ NEDİR ?





ülkemiz akasya bitkisinin önemini çözemedi



Akasya ballı çiçekler yönünden

% 63 şeker oranı ile değerli ballı bitkilerdendir

ARICILIK İÇİN ÖNEMİ çoook BÜYÜKTÜR

mutlaka arılıkta olması gereken ağaçlarımız arasındadır

arıların gelişim döneminde ve bal oranının artmasında önemli rol oynar

Ağaç olarak yayılıcı özelliğe sahiptir

üretimi kolaydır

denemekte fayda var




ARICILIK İÇİN ÖNEMİ NEDİR

1-nisan ayı arı için gelişim ayıdır bu ayda ve mayıs ayında açması arıyı geliştirir

2-kuluçkalığın bal ile dolmasına yarar

3-ham çitaları şişirir

4-arıyı coşturur

5-balı faydalıdır

6-şeker oranı çok olduğundan arılar tercih ederler

7-ağacı her alanda kullanılır

8-Diğer çiçeklar kazara bal salgılamazsa vermezse arıyı amorti eder
gereken balı sağlar

9-doğa için önemi büyüktür

10-yayılıcı olduğundan çabuk yayılır









BİTKİLER ŞEKER ORAN (I%)

SÖĞÜT 60
YABANI YONCA 52
KİRAZ 50-60
ELMA 50
PAMUK 41
YONCA 35-60
ŞEFTALİ 16-40
*************************
AKASYA 63,2
*************************
İHLAMUR 33,6
PORTAKAL .10-30
AYÇİÇEĞİ 31,6
ERİK 50-60
ARMUT .4-30
BEYAZ ÜÇGÜL 41,1
ÇAYIR ÜÇGÜLÜ 34,3
KORUNGA 55,4
ADİ FİĞ 56,5
KAYISI 12


arıcılıkta

arıcının bilgisi kadar çevre ve ballı bitkilerde çok önemlidir

arılar şeker oranı yüksek bitkileri çok severler

akasyada bunlardan biridir

ne yazıkki akasya oranı olarak bölgemiz düşüktür



akasyanın arıcılığa katkısını

ne mucizeler yapabileceğini

aşağıdaki blogda görmektesiniz






http://fatihmazrek.blogspot.com/2008_05_01_archive.html


sağol varol fatih kardeşim VE SİZ DEĞERLİ ARICILAR

28 Kasım 2009 Cumartesi

TEBRİK

Kurban bayramınızı kutlar sağlıklı günler dilerim.Bahtiyar KOR.

11 Kasım 2009 Çarşamba

KOSOVA ARICILIGINDAN BALMUMU

Balmumu arnavut arici


Uygulama göstermiştir ki çok ve balmumu levhalar kazıklı sırasında ve përdorua sonra arıların kalite günleri onurlandırmak için izin korunmuş. Arıcı orëvaten için () balmumu kağıt ile ndrimin balmumu yapmak, daha önce zamanında eğilimi, daha iyi ama, bir zaman başarıya ulaşamamıştır, ve fresëkëta için bir kez çalıştı balmumu tabakaları kullanmak zorunda kalıyor. Balmumu tüm sayfaları bu, uyanmış olanlar (extended) uzatılacak ve nitel olacak lakohën çünkü katı durumda sıvı üzerinde devlet günleri tüm materjalit yapısı, büyük kristaller oluşturma. Büyük balmumu kristallerin Fletetë güçlü iseniz, kırılgan ve deforme tabi.

Balmumu levhalar bu rrijnë balmumu imtohen ve balmumu yaprak kazıklı, farklı sıcaklıklar etkisi altında, kristaller daha büyük "ağ" uzun süre ve istikrarlı olur. Kısa bir süre için, gerek Bunu başarmak için balmumu levhalar pişirmeye yapılacak. Pratik olarak, bu balmumu onlar ve sonra da (24 saat) sürece oda teperatura sol njajtat ortaya çıkan düşük sıcaklıklarda 24 saat koymak o kadar taze yaprak yok. Sonra iki - üç tretëmaneve gibi, çok daha güçlü yaprak balmumu olgun gerekir. Eğer balmumu o yaprak bir kez, mum tabakaları bir süre kalmak kazıklı var çalıştı, Rusça araştırmaya göre karşılaştırıldığında% 75 ve arılar daha kaliteli günleri oluşturmak için güçlüdür. Eğer mum kabartma yaprak fırsat yok. Taze yağlı kâğıt satın gerektiğini anne shkrirëjesë silindir geçti sonra. Soğuk ve menkul kıymetler, bu inşaat sürecinde kadar anne silindir çapraz katman katman kazanç yapısı (yan yana) ve çok çok mum tabakaları tarafından fresëkëta ile fitura güçlü esnek Böyle arama sayfası teknoloji normal.

Eğer arılar tam bir kez mum kağıda şüphesi olmamalıdır yeterli balmumu vardır, ancak (iş) hojetë kurmayın ne birçok vekil de, mum tabakaları orada muhtemelen primesa veq düşünmelidir diğer ama, pytur etmeli veya mum tabakaları hiçbir yerine olabilir eğer bu kağıt ilk (vekil) dışarı presohen olduğunu dyelli? Önce biz sonuca keyfi ve iddia için mum kaliteli yaprak savunarak olmadan bu gerçekleri bilmeli: Bee isteksizce halası için balmumu tabakaları kabul edenler çok thekësuar tehënat yoksa gelmek hücre bazında. Mum yaprak şirketleri arıların - biyolojik durum, bunların ayarlarına trashiguese, kullosatë birçok faktör etkiler yapım olarak, iklim şartları, salldimit TJ ve kovan, onların şekilde mum yaprağıdır konum.

Bu nasıl sonra, mum yaprağıdır inşaat kalitesi ve yapısı sadece olmalarına rağmen çok önemli tarafından bağlıdır. Bu durumda, çok rënsishme gerekli njefë tüm önemli faktörleri ve mum sayfaların inşaat kalitesi bu iş bletarin, ama iyi bir deneyim içinde bletarit da arılar var bletari yüksek kalitesini garanti hojeve olan, başarılı bir bletimit önemli faktörler vardır.




D Y LL I

Praktika shumëvjeçare ka treguar së fletët e dyllit të paluara dhe të ruajtura me gjatë dhe të përdorua më vonë, ua mundësojnë bletëve të nderojnë hoje kualitative. Për atë bletarët orëvaten (tëntojnë) që me kohë ta bëjnë ndrimin dyllin me fletë dylli, sa me heret aq me mire, por, nga një here nuk arrihet suksesi, dhe janë të detyruar të përdorin fletët e dyllit të fresëkëta, posa të punuara. Të gjitha fletët e dyllit sa do që të jenë kualitative, në zgjua ato do të shtrihen (zgjatën ) dhe do të lakohën për shkak se struktura e gjithë materjalit në hoje me kalimin nga gjendja e lënget në gjendjen e ngurtë, krijojnë kristale të mëdha. Fletetë e dyllit me kristale të mëdha janë të forta, janë të thyeshme dhe ju nënshtrohen deformimeve.

Fletët e dyllit që rrijnë për një periudhë të gjatë të paluara, nën ndikimin e temperaturave të ndryshme , kristalet e mëdha rrjetë” të dyllit imtohen dhe fletët e dyllit bëhen stabile. Për ta arritur këtë, duhet që për një kohë të shkurtë të behët pjekja e fletëve të dyllit. Në praktikë këtë e bëjmë ashtu që fletët e dyllit të freskëta i vendosim për 24 orë në temperatura të ulëta që ato të ngrihen e pastaj ato të njajtat lihen në teperatura të dhomës për aq kohë (24 orë ). Pas dy – tri tretëmaneve të këtilla, do të kemi fletë dylli të pjekura, shumë më të forta. Nëse krahasojmë me ato fletët e dyllit posa të punuara, fletët e dyllit që kanë qendruar të paluara për një kohë, sipas hulumtimeve ruse janë për 75% me të forta dhe bletët në to ndertojnë hoje shumë kualitative. Në qoftë se nuk kemi mundësin e pjekjesë të fletëve të dyllit. Duhet blerë fletë dylli të freskëta të cilat pas shkrirëjesë kanë kaluar nënë cilinder. Të tilla fletë i quajmë të ftofta dhe me vlerë, të cilat gjatë procesit të ndertimit deri sa kalojnë nënë cilinder fitojnë strukturen shtresë- shtresë (palë- palë ) dhe janë shume elastike dhe shumë me të forta nga fletët e dyllit të fresëkëta të fitura me teknologji të rëndomt.

Në qoftë se bletët nuk ndërtojnë (punojnë ) plotësishtë hojetë, nuk duhet më njëherë të dyshohet se në fletë të dyllit nuk ka mjaftë dyll, por as nuk duhet të mendojmë në shumë surrogat, me siguri që në fletët për veq dyllit ka edhe primesa tjera, por duhet pytur,a mundet që fletët e dyllit të jenë pa surrogat në qoftë se dyelli nga i cili presohen para punimit nuk është pa të (surrogat)? Para se të vijmë në përfundim në mënyrë arbitrare dhe të pa argumentuar për dyshimin e kualitetit të fletëve të dyllit, duhen të dihen këto fakte: Bletët me pa deshirë pranojnë fletët e dyllit të halla dhe ato të cilat nuk i kanë në mënyrë të thekësuar tehënat në bazën e qelizave. Në punimin e fletëve të dyllit ndikojnë edhe shumë faktor – gjendja biologjike e shoqërive të bletëve, vetit trashiguese të tyre, kullosatë, kushtet klimatike, pozita e fletëve të dyllit në zgjua, mënyra e salldimit të tyre e tj.

Si pasë kësaj, ndertimi i fletëve të dyllit nuk varet vetem nga kualiteti dhe struktures së tyre, edhe pse ato janë shumë të rëndësishme. Në këtë rast , për bletarin në këtë punë shumë të rënsishme është e domosdoshme të njefë të gjithë faktorët e rendësishem të kualitetit dhe të ndertimit të fletëve të dyllit, por përvoja e mirë e bletarit është garancion që edhe bletari edhe bletët të kenë kualitet të lartë të hojeve, të cilët janë njeret prej faktorëve të rendësishëm të bletimit të suksëshem.


Google translate 'de cvi yapilmistir

KONU ; BALMUMU


7 Ekim 2009 Çarşamba

HAYATA YENİDEN MERHABA



Değerli Dostlarım;


Bir kısmınızın duyduğu ve bir kısmınızın da yeni duyacağı bir haberi paylaşayım sizlerle.


Ramazan Bayramının 1.günü çoçuklarımla bayram ziyaretinden yürüyerek evimize dönerken kaldırımda aniden bir motosikletli çıkıyor önümüze.Hızı tahminen 100-120 arası.Üstelik direksiyon hakimiyeti yok.Bir sağa bir sola zikzak çizerek ilerliyor.


Önümüze çıkmasıyla önce hanımıma ve elinden tutan 9 yaşındaki küçük kızım Yağmur Sinem'e çarpıp onları etrafa savurduktan sonra bana önden çarparak ağır şekilde yaraladı.


Şükür hanımım ve kızım ufak sıyrıklarla atlattılar kazayı.Bu arada şu an intörn doktor (Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi)olan kızımız Gül 'de bayram tatili nedeniyle yanımızdaydı.Hemen soğukkanlılıkla ilkyardım müdahalesini yapıp, beni karga tulumba arabaya atmalarını engelledi ve ambulansın gelmesini sağladı.Beni acilen Bafra Devlet Hastanesi'ne kaldırdılar.Hayati tehlikenin olması sebebiyle hemen Samsun OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildim.


Fakülte hastanesinde acilen ameliyata alındım ve kaza esnasında mesane bölgesinde oluşan yırtık ameliyatla düzeltildi.Vucudumun diğer kısımlarındada yaralanmalar oluşmuştu.9 gün hastanede yatarak tedavi gördüm ve 20 gün istirahatle taburcu oldum.Şu an evimde istirahat ederek hızla iyileşiyorum.


Olayı duyan yakın ve uzaktaki akraba ve dostlarımızın geçmiş olsun dilekleri ve dualarıyla şükür şu an yeniden aranızdayım.


Evet hayata yeniden merhaba diyerek yeni bir başlangıç yapmış olduk.Bu esnada benim yanlız olmadığımı hissettiren,büyük moral kaynağı olan,telefonlarıyla,yorumlarıyla ve uzaktan dualarıyla bana ulaşan ulaşamayan siz değerli dostlarım hepinizden Allah Razı Olsun diyor ve Allah hiç kimeye böyle acılar yaşatmasın dileklerimi sunuyorum.


Bu arada arılara olan sevdam da dostlarım tarafından bilindiğinden yorumlarıyla ve verdikleri ilhamla beni şiir yazmaya celp ettiler. Bu duygu ve düşüncelerimle yazmış olduğum şiirimle sizlere ve hayata yeniden merhaba diyorum.
Kalın sağlıcakla.



ARICININ DUASI


Ulu Tanrım senden niyazımız odur ki
Bizi arımızdan ,karımızdan ayırma.
Onlarsız dünya hep zindanımız olur ki
Bizi arımızdan ,karımızdan ayırma.



Onlar bizim başımızın her an baştacı
Onlar bizim yanan gönlümüzün ilacı,
Onlarsız hayat çekilmez acımı acı
Bizi arımızdan, karımızdan ayırma.



Bahçemizde arımız ,evimizde karımız,
Arkamızda dağ olur, bahçemizde bağımız,
Bal akan dilleri olur bizim kârımız
Bizi arımızdan, karımızdan ayırma.



Oğul verirler severiz oğlumuz gibi,
Dolaşıp dururlar nazlı kızımız gibi,
Balları sanki hanımın dilleri gibi
Bizi arımızdan, karımızdan ayırma.



Arıbeyi şükreder hep verdiklerine,
Kavuşturdun yine şükür sevdiklerine,
Bir ömür böyle geçsin dileklerimle
Bizi arımızdan,karımızdan ayırma.



Hüseyin İSPİRLİ
04.10.2009/BAFRA


SAYGILARIMLA

ARICI SALİH ARICI (aricisalih@hotmail.com): KARNİYOL ARILARIMIZ VE SON MEMLEKET MANZARALARI

http://aricisalih.blogspot.com/2009/10/blog-post.html

6 Ekim 2009 Salı

ARICILIKTAN GÖZLEMLER

ARI BALA NASIL HAZIRLANIR

En büyük sorunmuz budur
Ülkemizin tüm arılığını kapsayacak bir şekilde
Bende dahil buyuk bi kısmı
Arıyı bala nasıl hazırlayacağı konusunda uygulama hataları yapıyor
Arıcı Sezona hazırlanana kadar bal sezon bitiyor
Arıcı arıyı bala nasıl hazırlamalı
Ne gibi işlemler yapmalı
Bu konu üzerinde hem arıcılarımıza yol gösterilmeli
Hemde konferanslar verilmeli
Bu konu üzerinde önemle durulmalı
Arı bala nasıl hazırlanır konusunu çözemezsek bal alamayız
bal verimi düşük olmaya devam edecektir

ARILAR NASIL BESLENİR

en önemli konulardan biride arıların beslenmesi
Her arıcının besleme konusunda değişik tarz uygulamaları
Diğer arıcıları etkiliyor
Yanlış besleme yapmasına sebep oluyor
Arıcılar arıları nasıl besleyecek bu konuda eğitilmeli
Konferanslara ve bu konuda videoya ihtiyacımız var
Bir kısım arıcımız internet ortamında olmadığından
Bunlara ulaşamıyoruz maalesef
Bu konu kitap haline getirilerek arıcılara el kitabı şeklinde dağıtılabilir
Kek ilkbahar ile yaz arası krtık donemde verimesi gerekirken
Baldan sora ve kışın verilmekte
Buda arıları yorarak olümüne sabep olmaktadır
Bloglara ve sitelere baktığımızda Görülen
kovanların büyük bir ksımında bal yok bal kemeri yok güçlü değil
Besleme hataları gorulmekte
Bal yok mevcut yok polen yok
Sonrada arı yumurta atmıyor gelişmiyor diye bağırmalar oluyor
Bazende fatura arı ırkına kesiliyor
İş arıda değil arıcıdadır
Arıcı başarısızlık durumunda faturayı kendien kesmelidir
Arıcılarımızın bir kısmı kuluçkalıktaki balı tümden alıyor
arı aç kalıyor arı gelişmiyor arı sönüyor
Kovanlar sanki mecburmuş gibi mahsus parçalanıyor bölünüyor zayıflatıyor
Bunun sonucu bal vermeyi bırakalım arı kendi balını çıkaramıyor
Ülkemiz arı ölümleri sebepleri genelde 3 tanedir

1-kovanlarda açlık ve bal azlığı
2-varoa
3-yanlış ve bölgeye uymayan arı ırkı kullanmak
Besleme konusunda arılarda besleme videosu çök iyi bir örnek


VAROA MUCADELESİ

Ülkemzide düzenli bir varoa mucadelesi yok
bir arıcı iyi mucadele yaparken diğerş yapmadığından sonuç hursan oluyor
gezginci arıcılık
karakovan işleri
bir bölgeye dişardan gelen arıcılar
bir bölgeye çokca gelen arı sayısı
varolayı tetikliyor
ülkemizde her yıl bir sürü kovan varoadan sönüyor


ARIALRI SIKIŞTIRMAK

ülkemiz dışında diğer ülkelerdeki bloglara bakınız
Asla bölme tahtası
bezle sarma sıkıştırma göremezsiniz çünkü yoktur
neden yoktur çünkü zayıf arı bulundurmazlar
Hepimizin bildiği gibi arı güçlü ise balı var ise sıkıştırmaya ve bezle sarmaya gerek yoktur
Fakat arı zayıf bırakılmışsa balı yoksa sıkıştırmaktan başka çare yoktur
Sıkıştırma yapılmazsa bal sarfıyatı çok olacak yavru atışı azalacaktır
Esas mesele arı bu hale neden gelmiştir mevcudu neden zayıftırtir
Bunun cevabını bulmak lazım
Zayıf arıalrla uğraşacağımıza arıalrı güçlü buluduralım
sonbaharda 3 çıta 4 çıta arı ile kışıa girdiniz arı ölmedi kıştan çıktınız
bu arı 2010 da bize ne verebilir
bal yapması imkansız gibi bir şey
arı gelişmeyince akla gelen ilk iş takviye vermek olacak
bu dongu böyel devam edip duracak
bu hatalar bizede maalesef musallat oldu bir türlü kurtulamıyoruz
bu uygulama hatalarını 2010 da tekrarlamamak niyetindeyiz
Arılara takviye ne zaman verirlir ne zaman verilemez
Arıları bala hazırlıyorsak kovanlar arası takviye verilmez
Takviye verilirse bal hazırlanan kovana çelme takılmış olur
Takviye işlemi ne zaman yapılabilir
Bal sezonu bitmiş ise
zayıf arılara
Oğul döneminde arı güçlü ise arı oğula gitmesin diye
Arı güçlü ise kovana sığmayacak derecede ise bal dönemide değilse
zayıflatmak amacıyle
sonbaharda zayıf arıları kurtarmak amacıyle
takviye verilebilir
destek koloni sistemi ile bal alınacaksa uygulacaksa
kapalı arı alınıp verilir
esas mesele kapalı verilecek arı neden gelişmemiştir
sorun nerededir bunu bulmak lazımdır
zayıf arıda problem var ise kapalı arı vermekle sorun bitmez
zayıf arıda
ana arıda
çıtalarda
veya besin durumunda problem var sayalım
kapalı arıyı güçlü arıdan aldık zayıfa verdik
bu arı çıktı ömrünü tamamladı öldü
zayıf arıda problem devam ediyorsa
verdiğimiz kapalı arıda boşa gitti demektir
özetleyecek olursak
bu uygulama hatalarını çözersek
arı ölümleri yaşanmayacak
bal verimi yükselecektır
her şey yoluna girecektir

5 Ekim 2009 Pazartesi

ANA URETIM CALISMALARI

2009'DA ana uretim calismalarina hizla devam ettim ana arilari yenileyip yedekleri hazirladik turkiyeden gelen inci ciftlestirme kutulari isimizi gordu bu sene jenter aparati ise gorulmeye deger isler yapti .
cok kaliteli memeler yetisti goruldugu gibi zaiat 0 demek mumkun % 100 uretim yoktur derler ama oldu
bu memeler ilk deneme yaptigim turdan az denemistik ve iyi sonuc almistim .
ciftli ana ciftlestirme kutulari turkiyeden getirdim isimizi gorduler gelecek sene 3 cerceveli nukleus kovanlar alip analari kisa ve bahara yetistirme dusuncesindeyim .
1.turdan cikan ve ciftlesim cok guzel yumurta atan italyan melezi ana arim .
ana besleme kovani ik katliydi bir kata sikistirip ortayi birgun evel bos biraktimki orta yeni cikan yavru kaynasin
sezon olmasina ramen 4 gun bala yaptigim surupla besledim analarin kalitesini cok etkiliyor diyebilirim .

30 Eylül 2009 Çarşamba

GÜÇLÜ ARI =YÜKSEK BAL VERİMİ

Bilindiği üzere
Ülkemizin bal verimi düşük
Buda ülkemize yakışmıyor
Bunu sebebi düşünüldüğünde 2 nedene dayanıyor
1-uygulama hataları
2-güçlü arıyle çalışmamak

arıcılıkta önemli olan arının kışı çıkarması değil
sezonda bal vermesidir
bal yapamayan arı kışı çıkarsa ne onemi olacaktır

Arılarda güç kavramı çok önemli
Zayıf arılar her zaman sıkıntı yaratırlar
Zayıf arılarda ilk akla gelen
kapalı arı alıp takviye vermektir
Bu bala hazırlanan kovandan takviye alınarak kovanın zayıflamasına
Takviye verilen kovanında hiçbir işine yaramamasıan sebep olur
Bu işlem sezon başında sorun yaratırken
Sezon sonundada arıları zayıflatıp kışı çıkaramamasına sebep olur
Kıştan zayıf çıkan arılar
Ana arıda ve kovanda problem olmadığı halde
gerekli gelişim gösteremediği gibi
Balda veremezler
O yıl ancak kendini toparlayabilirler
İşin özü zaten zayıf kovanlar sezon başlamadan o yıl sezonu kapatmışlardır
Yurt dışındaki blogları incelediğimizde
Genelde 2 şey görürüz

1-5 çıtanın altındaki kovanlar birleştirir bizde tam tersi yapılır
Katı aldıktan sonra arıyı zayıflatmak bölmek için elden ne geliyorsa çaba gösterilir
Bizde neden birleştirilmez.bu belli değildir

2-bu ülkelerde arılar kışa güçlü sokulur.
bu nedenle ne bölme tahtasına nede arıların sarılmasına gerek duyulmaz
Bizde ise arılar bölünerek bölme tahtası ile ve bezle sarılarak alan iyice daraltılır
Gelenek arıcılığında olduğu gibi birde rüşete alınır
bu uygulama hatası bizede musallat oldu
bir türlü kurtulamıyoruz
Hem arı zayıflatılır sonrada kıştan çıkarmak için elden gelen her şey yapılır
Zyıf olduğundan arı gerekli balı sağlayamadığından
Kışın kek ve başka gıdalar vermek zorunda kalınır
Buda arının idam fermani olur
Kazara arı olemden kışı çıkarsa
Genedöngü devam eder
Kapalı arı takviye ver sezonu boş kapa
Sonuçta arıcı bir türelü bal dönemine arıyı hazırlayamaz
Buna olumsuz iklim koşullarıda eklenince bal alamaz
Arıcının burada yapacağı tek şey kalmıştır
Mazeret üretmek sucu başka alana yüklemektir
Mazrete hazırdır
Bal inşallah seneye olacaktır
Gelecek seney sözü hiçbir zaman bitmez
Oysa ülkemizin bal verimi yıllardır bu sebepten düşmektedir
Teşhis konmuştur
Sezon kısa geçmiştir arıcı arıyı bala hazırlayamamıştır
Kısacası
Arıcı arıcılığı yapacak kadar bilgiye sahiptir
Ancak ortada uygulama hatası mevcuttur
Bu nedenle bu sezon zayıf arıları birleştirelim
Yeni Sezona güçlü başlayalım

28 Eylül 2009 Pazartesi

MUĞLA ARI YETİŞTİRİCİLERİ VE BAŞKANLARI ZİYA BEYİN ANLAMLI DAVRANIŞLARI

Muğla ilimiz sınırları içerisinde arı yüklü bir tırın uçuruma düştüğünü az önce haberlerde izledim. Tüylerim diken diken izlediğim görüntüleri izlerken sanki olayın sahibi olarak kendimi görür gibi oldum. Gece yolculukları ve bu sırada yorgunluk hepimizce malumdur. Hepimizin başına gelebilecek olan olan arı nakli kazalarının arıcı arkadaşlardan uzak olması temennisi ile.
Muğla ili arıcılarının ve başkanlarının olay yerinde anlamlı davranışları ise üzücü olayın sonucunda yapılabilecek en doğru hareketti. İvedilikle kendilerine görev sayan ve yardımda bulunan arkadaşları tebrik ediyor. Başkan Ziya beyin çalışmalarında sonsuz başarılar diliyorum.
Yalçın SEZER

22 Eylül 2009 Salı

ÇAMOLUK BAL FESTİVALİNDEN

2009 çamoluk bal festivalinde ikinci olan 5 nolu balımız.

ARICILIK VE KONULAR

IRKLAR
Ülkemizde arıların temeli her bölgeye dağıtılması sonucu Muğla ve kafkasa dayanıyor
Orjini bu 2 arıdır
Ülkemizin yerli arıları Kafkas ve yerli denen Anadolu arısıdır
Fakat her bölgedede Kafkas arısı olmaz olsada randıman vermez
İtalyan karnıol ve diğer ırklar ilim adamlarımızın değimiyle ülkemize dışardan getirilen arılardır.
Muğla arısının temelindede İtalyan arısı baskındır
Artvinden zonguldağa kadar kafkas arısının alanıdır
Ve geçit bolgeler anadolu arısı ve ekotipleridir bölgesidir
Karadenizde Kafkas
Eğede ıtalyan ve Muğla
Akdenizde Suriye Kıbrıs arısı
İç Anadolu Anadolu arısı ekotipler baskındır
Gezginci arıcılık başlamadan her bölgedeekotipler mevcut idi daha sonra bunlar kaybolmuştur
Bız saece yorum yapıyoruz gerçeği araştırma yapacak olan ilim adamaları bilir
her arıcı arıları seçerek kendi bölgesinin arısı kullanması iyidir
Eğer mutlaka kullanaıalcaksa bir ırkın safı alınarak f1 olarak kullanılmalıdır
F2 ve f3 kadar gelindiğinde bozulma olmaktadır
Hemen ana değişimi yapılmalıdır
Her arıcı arı ırklarını deneyerek bölgeye uyup uymadığını denemelidir
Randıman vermedi ise yok etmelidir.randıman vermeyen ırkta israrda mana yoktur
Bir bölgede çok miktarda arı girişi var ise orada arıcının arı ırkını koruması zordur

ARICILIKTA BİLGİ
Arıcılıkta bilgi çök önemlidir
Her arıcı yeterli bilgiye sahiptir anacak ülkemiz arıcıları acilen bir eğitime alınmalıdır
Bunda bende dahilim yaptığım gözlemde bir çok arıcı ne yapacağını nasıl bal alacağını kovanı nasıl besleyeceğı konusunda fazla bilgili değil bu nedenle konferans ve bilgiye muhtacız
Hiçbir arıcı ben her şeyi bilirim demesin ilmin sonu öğrenmenin yaşı yoktur
Her arıcıda her şeyi bilmemez
Daha öğreneceğimzi çok şey var
Arıcılkta başarı bilgiya bağlıdır

ANA ARI
Her arıcı ana arısı kendi üretmelidir
Gerektiğinde dışardan anada alınabilir
Ana arı uretcileriyle irtibatta olmalıdır
Profesyonel anlamada ana arı uretilecekse sadece bu işin yapılması ana arı kelitesi ve randıman açısından onemlidir

GELİŞİM
Arılarda gelişim 2 olaya bağlıdır ana arı ve kovanın durumu
Bu 2 unsur tam değilse arı gelişmez
Yandan verilen takviyede işe yaramaz görünüyor
Hem takviye alınan hem verilen kovana fayda sağlayamaz

BESLEME
Arılarda besleme konusu çök önemlidir
Beslmede arıları beslemekten ziyade
Hangi mevsimde hangi beslmenin yapılacağı önemlidir
Beslme iklime ve hava durumuna göre değişiklik gösterir bu yuzden besleme şeklide değişir
Arı için en uygun besleme şekli içten beslemedir ve çanta şurupluktur buda her zaman kullanılmaz
GEZGİNCİ ARICILIK
Gezginci arıcılk bir zorunluluktur gereklidir
Fakat ülkemizde gezginci arıcılk randımanlı yapılmamaktadır
En önemlisi gezginci arıcılk yapılırken arıcı arılarını gidilen bölgeye taşımakta
Dönüşte o bölgenin arısı bulunduğu bölgeye getirmektedir buda arıların karışmasına sebep olmaktadır
her arıcı sezon sonu ana değişim yapmalıdır

KARAKOVAN
Karakovan bir nostaljidir bölgemizde moder kovana geçmeden yapılan arıcılığın adıdır
Karakovanlarda kontrol yeterli derecede olmadığından hem bal kaybı hem varoa çok olmaktadır çoğu karakovan ağaç uzerinde kendi haline terkedilmiştir
Her şeye rağmen karakovancılık hoş bir güzelliktir

VAROA
Varoa tüm arıcıların başının belasıdır
Varoa çok arının olduğu yerde gezginci arıcılığın bol olduğu yerde çok olduğu görülmüştür
Bölgemizde her yıl varoadan arı sonmeleri az değildir
Kışa kadar ve ortak mucadele sarttır
KESİNLER
Arıcılkta bu boylerdi şu şöyledir demek çok zordur
Bu nedenle bu hitaplardan kaçınıyoruz
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu zaman gösterecektir
devam edecek…………

20 Eylül 2009 Pazar

15 Eylül 2009 Salı

Kadir Gecesi Mesajı

Değerli arıcı Dostlarım engüzel mesajı bilirsinizki Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlayacaktır bu kutsal gecemiz için.Bende herkesin bu site aklına gelmez düşüncesiyle sizlere Sayın Prof.Dr.Ali BARDAKOĞLU'nun yazısını sunuyorum.
Kadir Gecesi Mesajı
Tarih: 14.09.2009 Manevî arınma ve yücelme, paylaşarak zenginleşme mevsimi olan mübarek Ramazan ayının son günlerini idrak ederken, 15 Eylül Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece Kadir Gecesine ulaşmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşacağız. Yüce Kitabımız’da “bin aydan daha hayırlı” (Kadr, 97/1-5) olduğu bildirilen Kadir gecesi, insanlık için kurtuluş reçetesi olan Kur’an’ın indirilmeye başlandığı, esenliğin bütün dünyayı kuşattığı, dua ve tevbelerin kabul edildiği bir kutlu gecedir.
Kadir gecesini diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kılan özellik, bütün insanlık için hidayet rehberi olan Yüce Kitabımız Kur’anı Kerim’in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasıdır.
Varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kâinatın özeti ve Yüce Yaratan’ın bizlere uzattığı kurtuluş halkası olan Kur’an’la değer kazanan bu gecenin kıymetinin bilinmesi, ancak Kur’an’a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacaktır. Zira Kur’an anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderilmiştir. Okumuş olduğumuz Kur’an’ı anlayarak hayatımıza yansıttığımızda Kur’an o zaman bizlere şifa ve rahmet olacaktır. Çünkü Kur’an sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa bir fırsat olarak sunulan yol haritasıdır.
Fâtiha’dan başlayıp, Nâs suresiyle tamamlanan bu hayat rehberimiz bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah’a şeksiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu Nebilerin hayatından kıssalarla bugünümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti sıkça hatırlatarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır. O, bizlere bir yandan namaz, oruç, zekât, hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın; diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donanarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktadır. Onun insanlığın ufkunda yanan ışığı, her dönemde insanlığı aydınlatmaya devam edecek, taşımış olduğu değerler, getirmiş olduğu evrensel ilkeler her zaman taze ve yeni kalacak, yaptığı çağrı kıyamete kadar sürecektir. Kur’an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa şöyle seslenmektedir: “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi..” (Yunus, 10/57)
Mükâfatların sınırsız olarak verildiği Kadir gecesi, kendimize dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğumuz günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığımızı Yüce Yaratıcımızın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanıdır.
Bize manevi derinliğinde arınma ve bağışlanma fırsatı sunan bu mübarek gün ve geceler, yaşantımızda kalıcı değişiklikler meydana getirmediği müddetçe tam anlamıyla idrak edilmiş sayılamaz. Bu sebeple ibadetlerimizde ve ahlaki yaşantımızda istikrar ve istikametin önemli bir husus olduğunu bilmeli, her ayı Ramazan ve her gün ve geceyi Kadir Gecesi gibi yaşamaya gayret etmeli, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine; sevgiyi, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalı, yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle vatandaşlarımızın, soydaş ve dindaşlarımızın Kadir Gecesini tebrik ediyor, Yüce Mevlâmız’dan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, bu gecede yapılan dua ve yakarışların, İslam âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU Diyanet İşleri Başkanı

11 Eylül 2009 Cuma

DÖNÜŞ YAPTIK





alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5380275317869029634" />





http://aricihakan.blogspot.com

Arici Ziyaretleri

arici ziyaretleri ana ari uretimi denildiginde kosovada onde gelen aricilardan ve aricilik kitabi yazmis bir arici sn. Fadil KUKLECI onu ilk ziyaretimiz oldu bizden 100 km uzak oldugundan cok sik gorusme imkanimiz olmuyor kendilerini ariligimiza davet etik .

Beraber gitigim arici komsu sehirden kendisinin 20 kolonisi var aricilik konusunda kendini epey gelistirmis hepsi turk ariciligini merak etmekteler turkiye buyuk bir ulke orda aricilik ne durumda benimle surekli fikir alisverisi icindeler onumuzdeki yillarda turkiyeye yapilacak bir tur planlamaktayiz bakalim Mamusa aricilar dernegi AKASYA uyeleri ve arnavut aricilari bir heyet toplanip ana vatan aricilarini mekanlarinda ziyaret edecegiz insallah ,tabi bunun icin zemin hazirlamak lazim insallah gelecek yaz olacak .

3 Eylül 2009 Perşembe

ARICILIKTA SUNNİ DÖLLEME İLE ANA ÜRETİMİ

dğerli arıcılar
bilindiği üzere arıcılığımzın her tarafı sunni olmak üzere
sunni petekler
sunni plastık kovanlar
sunni bölmeler
sunni ana arı üretimleri
vs vs
bu sunniler çoğalınca
ilim adamları doğal adönme isteğine başvurdular
bu yuzden organık arıcılk konuşuluyor artık
dünyada en çok ana üretimi için kullanılan yontem
larva transferi imiş
bu işi doğal yapsak daha iyi değilmi diye düşünüyorum
ana arı üretimi için
sunni DÖLLEME İLE ANA ÜRETİMİ yapılamaz değil

fakat
arı ırklarını korumak için başka yontemler alınabilir
alternatif deneme araştırmak daha iyi
her bozulma olduğunda sunni döllemeyi karşımıza çıkarmak ne kadar doğrudur
bunu yapacak kaç arıcı var
bunun için bilgi ekipman ortam gerekli
arıcıları bu kadar rizke sokmaya hakkımız varmı
doğal ana üretimi ile sunni üretim arasında ne kadar fark var
her şey doğal güzel değilmi

mesela
ülkemizin tüm bölgelerinde
gegiznci arıcıların giremeyeceği
macahel gibi izole bolgeler yapılsa
daha sonra arı ırkları bozulunca
buralardan ana alarak ırkımızı geri alabilsek
bunlardan daha iyi değilmi
mesela kars posof kafkas ekotipi var
buda korumayla yapılan bir bölge
böylece tarkya ve ekotipi
iç anadolu ekotipi akdeniz ekotipi
ıstediğinzi an ırklar ve ekotipler elinizin altında
sunni dollemeye ne hacet
bu okadar zor değil bence
hayalde değil gerçek
misal olarak
tarakyanın bir bölgesini ızole bolge alacaksınız
bu iş akdenizdede oluşturulacak
arı gırişi çıkışı olamayacak
arıcı gezginci arıcılık sebebiyle
ırkı bozulduğunda hemen elinin altında saf ana hazır olacak
bu arıcılar birliği vasitasıyle ülkemizde yapılmalı
gezginci arıcılar her istediği yerde arıcılk yapmamalı bunun bir sınırı olmalı
diye düşünüyoruz

28 Ağustos 2009 Cuma

ANA ARI URETİMİ

ANA ARI URETİMİ
Bilindiği üzere
Ana arı uretiminde
Ana arı uretiminden ziyade kalite önemlidir
Bu amaçla her üretilen ana arı kullanılmamalıdır
Üretilen ana arı
Üretim sırasında
İyi beslnememiş olabilir
Üşümüş bakılmamış olabilir
Küçük olabilir
Acele oluşturulmuş olabilir
Üretilen ana arının
yumurta atışı gözlenerek
Test yapılmalı işe yaramayanlar imha edilmelidir
Böylece çevrenın bozulması onlenmiş olacaktır
Diğer bir söylemle
Her arıcı ana arı ureticisiyle dialogda olmalıdır
fakat
Her arıcı zorunlu olmadıkça dişardan ana arı almamalıdır
Hele bölgeler arası ana satısı zaten sakıncalı görülüyor
Burada bir soru sorsak
Bir ülkenin arıcılığını nasıl yok edersiniz
Bal verimini nasıl düşürürsünüz deseler ne yapardınız
Benim yapacağım ilk iş her bölgeye Muğla arısı gönderirdim
Ana uretemeyen zaten arıcı olamaz
Ana uretemeyen arı bolemeyen
Arıcılığı hemen başka arıcıların yanında uygulama yapsın işi ilerletsin
Nizamettin kayral hocam
Her arıcı sezon başından sezon sonuna kadar mutlaka yedekte ana bulundurmalıdır demiş
Öyleyse arıcı her zaman ana uretmeli
Yedekte ana bulundurmalıdır
Zorunlu kalmadıkça dişardan ana almamalıdır
Çünkü dışardan alınan ana nasıl üretildiği belli değildir
Şüphede kalmaktansa arıcının kendisinin ana uretmesi yerinde olacaktır
Bildiği gördüğü iyi kovanlardan
Sakin iyi huylu
bal yapışı iyi olandan
Sezon başında
İster çifleştirme kutusunda
İster rüşet kovanda
İster büyük kovanda
Ana üretmeye başlar
Yedekte ana bulundurur
Herhangi bir aksı durumda ana hazırdır
Sezon sonu bu kovanlar diğer kovanla birlştirlir
veya oyel kışlatılır
sezon kapatılır

18 Ağustos 2009 Salı

BİLİNÇSİZ ARICILIK

bilindiği üzere
her bölgemizde değerli arıcılar var
onların yanında körükçülük yapabilsek
ne mutlu bize
fakat ne acıki ınternet oratamında değiller
sanal aleme seslenemiyorlar
bu iş bize nasip oldu
blogu açmamızın en büyük sebebi
ülkemizde arcılığında yapılan hatalar ve görülen yanlışlar idi
eğer arıcı olarak arıcıalrı ve insanalrı ikaz etmez isek
görevimizi yapmamış oluruz
bir arıcının büyük arıcı olması
ana üretmesine
gezginci arıcı olmasına
çok sayıda arısı olmasına bağlı değil
eğer arı ırklarını koruyorsan
cevreni koruyorsan
iyi kalıteli ana retebiliyorsan
bal verimin türkiey ortalamasını üzerinde ise
ozaman değerli bir arıcı olacaksın
ülkelerin arıcılk değeri şahıslar üzerinden değerlendirilmiyor
bal verimi üzerinden değerlendiriliyor
ne kadar
kalateli ana ürettiğimiz ortada
ne kadar bal verimimiz olduğuda
f1 ana arı nedir
bilindiği üzere
ana hattı belli olan
baba hattı belli olamayan arıdır
fı kafkas denidiğinde
ana hattı kafkas
baba hattı = karnıol+ıtalyan+yerli+muğla
buda ne olduğu belli olmayan bir arıdır
randıman vereceğide belli değildir
ülkemizde 2 tane yapılan yanlış mevcuttur

1-her bölgeye muğla arısını gitmesi
2-her bölgeye kafaks arısının gitmesi
bunun sonucu 5 yıl sonra
arı tipi ve ekotipler kaybolacak
piyasada sadece kafaks arısı kalacak
kafkas arısından başka hiçbir arıırkını geri alma şansımız olmayacak
başka ırklar dişardan ithal edilecek
teknoloji olarak ülkemiz arıcılık olarak çok gelişmiş durumda
fakat arıcılıkta ileri oldduğumuz ve başarılı olduğumuz söylenemez
bu çök üzücü bir durum
kovanlara yanaşılmaması
arıya yanaşınca hemen saldırması
kovandan boşalması
bal veriminin düşmesi
şimdilik görülen göstergeler
deprem öncesi işaretler bunaar
önlem alınmazsa arıcılığımzı sonu gelmek üzere
her arıcıya büyük görevler düşüyor

12 Ağustos 2009 Çarşamba



ben burada arıyı böldükten sonra sadece yerlerini değişiyorum
tarlacılar ana olmayan tarafa giriyor günlük yumurta ile ureteceksek
diğer kovanda tarlacıya gerek yok ana olduğundan
zamanla tarlacı oluşturacak

arıyı yerinde bölüyoruz
arıyı 5 km taşımıyoruz gerek yok
********************************************************

zaman zaman arı bolme soruluyor
arşivde gezerken arıcı arkadaş anlatmış
uygun paylaşım olur açısından sunulmuş


Bölme oğulda bir koloni ikiye veya daha fazla olarak kovanlara bölünür. Oğul mevsiminin yaklaştığı günlerde üstün ırk özelliklerine sahip olan ve kuluçkalığı iyice dolmuş bir kovandan suni oğul alımına gidilir. On çerçevesi de dolu olan kovanlarda uygulanır. Bölünecek kovan 7 çerçeveden az olmamalıdır. Sıcak bir günde güçlü bölünecek kovan seçilir. Uçma deliğinin ortasından yere bir çizgi çizilir ve kovan çizgiye kaydırılır. Bölme yapacağımız kovandan boşalan yere yeni kovan yerleştirilir. Çerçevelerin yarısı yeni kovana aktarılır. Çerçevelerde besleyici arılarda olmalıdır. Ana arının da yeni kovana alınması iyi olur. Eğer elimizde yedek ana var ise anasız olan kovana kafes içinde verilir. Bölme işlemi bittikten sonra kovan kapatılır. Bölme işlemi saat 10–12 arasında olacağından tarlacı arılar dışarıdadır. Araziden dönen arıların bir kısmı eski kovanlarına bir kısmı da yeni kovana girecektir. Arılar kovanın kokusu aynı olduğundan her iki kovana girmekte güçlük çekmezler. Eğer anasız kalan kovana yeni ana vermemiş isek öksüzlüğünü hisseden arı günlük yumurtalardan derhal yeni bir ana arı yapımına gidecektir. Başka bir kovandan ana arı memesi kesilerek anasız kovana verilebilir. Böylece suni bölme oğul elde etmiş oluruz.

İyi beslenirse bölünen her iki kovan da kısa zamanda kendini toplar
gerekirse kapalı arı takviyesi eklenebilir




kaynak ahmet hancı(teşekkür)

29 Temmuz 2009 Çarşamba

BLOĞUNUZU GÜNCELLEYİN...

Bloklarda yazdığımız yazı ve bilgiler öylesine kabarıyorki zamanla bu yazıları bulmak okumak hem zor hemde zaman alıcı oluyor.Bunu kolaylaştırmanın tek yolu bloğunuza arayıp bulma gadgeti eklemenizdir.Benim bloklarda aradığınız konu ile ilgili bir bilgi arıyorsanız konu başlığını yazarak kolayca bulabilirsiniz.Benden sizleri uyarması...Gadgetleri inceleyerek buloğunuzuda güncel tutun.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

SEZON ANALİZİ

bilindiği üzere
dünya üzerindeki ekolojik değişimler
iklimi etkiledi
bu olumsuzlukların üzerine
gezginci arıcılk sonucu
arıların ırkını bozulması
birbirine karışması
ve arı bilgimizinde fazla olmaması
sonucu 3 etken
bal verimini etkiledi
bal olduğundan düşük oldu
böyle giderse gezginci arıcılk yapılsa dahi
ilerki yıllarda dahada bal veriminin düşeceğini
aklımıza getirmek bile istemiyoruz
arıcıların yaptıkalerı en büyük hatalar
1-sezon sonu ana arıları değişmemek
2-gezginci arıcılk sonucu bölgeler çok sayıda arının girip çıkması
bu 2 etkende arınızı koruma imkanınınz yoktur
bu nedenle her yıl ana arılar 2 yılını doldurmadan
tüm arıcılar ana değişmi yapmalıdır
ülkemizde sunni dollemenin yayğın olmaması sonucu
arılar korunamıyor
iklimler değişme göstermeye başladı
bu sonuca göre
arıcılkta bir plan değişikliği yapmak gerekiyor
bal sezonları kısalmaya başaldı
kısa zamanda bal akımını yakalamak için
preojeler ve planlar gerekli
çok kovan değil güçlü kovan
anlayışıyle
bal akımını yakalamamız dileğiyle
bundan sonraki yıllar iyi olsun

25 Temmuz 2009 Cumartesi

ÖNEMLİ

<

DİKKAT EDİN ÖNEMLİ ! MUTLAKA UYGULAYIN.

Arıcı dost ve arkadaşlarım;Havaların oldukça ısınması sıcak yerlerde bulunan arı ve arıcıları bunaltıyor.Arıcı sıcağın etkisiyle arısına bakamıyor.Arıda sıcakla yavruyu kesiyor geriliyor.Kovan içi işleri arılar zayıflayınca aksıyor.Boş ve bilhassa kovan altına yakın petekler güvenin dostu oluyor.Kovana güve girdimi arı kovanı terkediyor.Çünkü;Arı güve ile başa çıkamıyor.Bunun için yapmanız gereken basit işler var.Boş petekleri alınız.Boş petekler güve ocağı olacaktır.kovanlara koyduğunuz çıtalar kovan tabanına yakınsa çıtaların altında arı dolaşamıyorsa,çıtaların kovana dokunduğu üst uçlarının altına yaklaşık olarak 1cm kalınlığında çubuklar koyarak çıtaların kovan tabanından yükselmasini sağlayın.Böylece arılar çıta altına güvelerin yerleşmesini temizleyerek önleyecektir.Kovanlarınızı hemen gözden geçirin ihmal etmeyin.Şu uygulayacağınız taktik güvenin kovana gelmesine engel teşkil edecektir.
Çevrenizde mutlaka ceviz ağacı vardır.CEVİZ AĞAÇLARINDAN YAPRAK TOPLAYARAK KOVANLARA 4-5 TANE KOYUN.Ceviz yaprağı güveyi engeller.Yapraktaki iyot ve oluşturduğu koku güvenin kovanlarda barınmasını engeller.Benden uyarması...Sizlerden yapması...Kolay gelsin arıcı dost ve arkadaşlarım.Hayati İNAL.ANTALYA.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

ANA ARI

Arılığımıza yarın 5 tane daha misafir katılacak.Tabiki misafirlik süreleride çabuk geçecek.Biz onların sahib olmalarını istiyoruz.Haberin devamı aşağıda...

ÖĞRENMEK,BİLMEK,UYGULAMAK VE BAŞARMAK.....

Bazen çalışmalarda herşeyi bilmek,doğru yapmak bile yetmiyor...Şansada ihtiyaç duyuyorsunuz,çünkü;Şanslı olmakda gerekiyor...

Arılarla aramız iyi görünüyor.Ancak Türkiye'de bütün arıcılık yapan arkadaşlar olarak ortak sorunumuz kaliteli ve iyi cins analarla çalışamamak...İşte burada ortak sorunumuz var...Çünkü;Ülkemizde kullandığımız arılarda müthiş bir melezleşme var.Bu melezleşme sonucu verimi belli olmayan(Bazen müthiş verimli,bazen iyi çoğu zaman orta)arılıklarla çabalıyoruz.Ne yapmak gerekiyor,çözüm ne derseniz;İşte sorun Burda...Ülkemiz arıcılarının kullanacağı analar iyi üretilmeli ve pazarlanmalı,hatda ana arı üreten işletmelere suni dölleme teknikleri kullanma zorunluluğu bile düşünülebilir.Çünkü;Saf veya f1-f2 türü melezlerle çalışırsak sorunların azalacağı düşüncesindeyim.50 arı olan bir işletme iyi doğru ve planlı bir çalışma ile yılda 1,5-2 ton bal üretecek kapasiteye getirilebilir.Bloklarda takip ettiğim kadarıyla herkes doğrularını yazıyor,hatalarından bahsetmiyor.Çoğu zamanda doğru olarak anlattığı haber bile tartışılacak arıcı dostlarımız oluyor.Bu doğrultuda işimiz çok daha diye

düşünüyorum. Reklam
Logosunu yayınladığım Assale arıcılık Karamanda faaliyet gösteriyor.Buradan 5 tane ana arı siparişim olmuştu.Ana verilecek kovanlar hazırlandı.Fatih Bircan bugün elimde olacağını telefonla söyledi,ama ilgili kargo şirketi bana ulaştırmadı.Sanırım yarın elimize ulaşırlar.Havalarda çok sıcak.Geç kalırsa sorunda yaşayabiliriz.Bu arıları hemen dikkatli ve düzenli bakıma alıp onlardan yapacağım transferlerle bir gurup daha ana üretmek istiyorum.İlkbaharda hep italyan tercihini kullandım.İyi geliştiler.Fakat devamlıda takviye gerekiyor.Arı birazda kendisine yetecek balı üretmeli...Daha önce başka yerlerden aldığım ve denediğim Kafkas türü ana arılardan tam verim alamamıştım.Sebebide bence kafkasdan ziyade melez oluşlarındandı.Arı melez bile olsa kendi türünden melezleşmeli...Karışık türler kullanılırsa melezleşmeden ziyade molozlaşma oluyor gibi...Bu sıkıntıyı 4-5 yıldır yaşıyorum.Bundan dolayı karar aşamasına doğru gidiyorum.Ama kullanmayacağım ana türleride var artık...İsim olarak yazıp tartışma yaratma amacınıda gütmüyorum.

Bu bakımdan diyebilirimki,şu ana,bu anadan ziyade arılığınızda melezleşme sınırını iyi ayarlayın.Çünkü;Hayatımızda hata yaparak öğrenip başarılı olacak kadar yaşayacak zamanımız olmayabilir.Günlerin,ayların ve yılların kıymetini iyi bilelim.

14 Temmuz 2009 Salı

IRKLARI DEĞERLENDİRME

bilindiği üzere
her ırk doğal ortam sonucu ortaya çıkıyor
hangi ırkın nerede kullanılacağı daha once bir blogda
resim halinde gösterilmişti

muğla arısının her bölgede kullanılamayacağı gibi
kafkasta her bölgede kullanılamaz
ıtalyanda aynıdır
karnıol ırkıda aynıdır
her ırk aynıdır
arıcı nerede ne kullanacağını iyi bilmelidir
bulunulan bölgede randıman veren arılar tespit edilerek
bu ırklarla çalışılmalıdır
araba galerisi gibi bir sürü ırk bulundurmanın
arıcıya bir getirisi ve faydası yoktur
herhangi bir nedenle bir ıkı denediysek
bir yıl randıman vermediyse
artık o ırk ıptal edilmelidir
üstelemenin bir anlamı yoktur
başka ırktan başka ırka takviye vererek arıyı geliştimek
işi boş iştir
arı kendisi doğal olarak gelişmelidir
taşıma sıyla değirmen dönme zen iyi sozdur
demekki bu ırk bu bolgede randıman vermemektedir
ne ilginçtirki
muğla ve kafkas ırkı türkiyenin her bölgesine ulaşmıştır
bu 2 hata ülkemiz arıcılığın tehdit etmektedir

arı ırkları arasında
mutlaka fark vardır
bu normaldir
muğla arısı kafkastan fazla yumurta atmaktadır
bu bir farktır fakat bir anlam ifade etmez
20 çıta muğla ile 15 kg bal
20 çıta kafkas ile 25 kg bal aldım
aradaki fark görülüyor
bazı olayları bilmek için profosor olmak gerekli değildir
izlemler bazen en iyi sonuçtur
arının gelişimi sade krıter değildir
iş bal yapmasındadır bal yapmadıktan sonra
arı gelişse ne işimize yarıyacak
bize balcı arı lazım
her arıcıya bu lazım
fuzuli kurekmi çekecek arıcı
bu mumkun değil
sezon zaten kısıtlı
zaman dar
birde sokucu ve oğulcu arıylemi uğraşacak arıcı
ulkemizin meselesi
doğru ırkı doğru yerde kullanmaktır
bunu çözdüğümüzde başarı gelecektır
sevgili arıcılar
kafkas arısı dnyanın 3 en iyi arısıdır
fakat her bölgede olamaz
bu dığer ıklar içinde geçerlidir
yumurta atışı diğer ıklara göre azdır
ilkbhar gelişmi yavaştır
kendine göre bazı eksileri vardır
fakat balcı bir arıdır
sokucu değildir
maskesiz çalışmanız mumkundur
fakat ırkı bozmaz iseniz
başak ırkla melezlendiğinde acaip sokucu arı ortaya çıkar
bu nedenle iş ırkları iyi tanımak
hangi arı nasıl haereket ediyor bunu iyi bilmek
lazımdır
herşeyden evvel
arının gelişimi doğal olmalıdır
yandan takviye ile arı gelişebilir fakat bu bir feğer ifade etmez
arı kendisi atılım göstermelidir
takviye ile gelişim zorlama ile gelişimdir
arıda nrmal gelişim yoksa bir yerde sorun vardemektir
yandan alına takviye
hem alınan kovanın
hem verilen kovanın bir gelişimene katkı sağlamaz
bu konulara dikkat ederek
sabit arıcılara seneye hazırlanırken kolay gelsin diyoruz
gezginci arıcılarımıza da başarılar dileriz

2 Temmuz 2009 Perşembe

TOROSLARDA ....

Bu haftaki Yayla arılığımızdaki çalışmamızı tamamladık.Arılarımızı kontrol ettik.Ballıkların altına yerleştirdiğimiz metal ızgaralar alınarak kuluçkalık olarak ayırdığımız kovanlarda denetlendi.Şu an itibarıyla sadece Maşallah demek yeter.Çok şükür ana arılar yaz dinlenmesine geçmedi.Yumurta atış hızları iyi.Çıkan yavrunun yerine desenli yumurta döşemeye devam diyorlar.Nektar akışına gelince;Arılar için benim görebildiğim çiçekli nektarlı bitki sayısı ve çeşidi fazla görünmesede, kovan dışından bal kokusunu artık alabiliyorum.Arılıkda bal kokusu gayet güzel.Bu bal kokusuda ne deyip geçmeyin.20 yıldır arıcılığın içindeyim.10 yıldırda aktif arıcılık yapıyorum.Bu yılki duyduğum bal kokusunu geçmiş yıllarda almıyordum.Tabiki sadece benim öğrenmemle ilgili değil.

Geçmiş yıllarda ki kuraklıkdan dolayı arılar nektar bulmakta zorlanıyorlardı.böyle olunca arılar bal yapamayınca arılıkda nektar ve bal kokusu oluşmuyordu.İkincisi ise artık daha kolay kovan dışından,çevre incelemesinden bitki çiçeklerindeki nektar miktarından arıların çalışmalarına yaptığım gözlemlerden kolayca anlıyorum.Aslında basit...Şöyleki;Arı tabitda bitki ve çiçekleri dolaşırken polenliyse polen topluyor...Topuklarında polen yoksa çiçek ve bitkilere konuyorsa gövdesi koyulaşmışsa nektar toplamadadır.Dünkü çalışmalarımda arıların bir kısmı hala polenliydi.Büyük çoğunluğuda nektarlıydı.Kovanlarımızda polen stokları maksimum düzeyde...Bu hem sorun yaratır,hemde avantaj...Sorunu;Kovan sıkışıklığı olur.Ana arı yumurta atacak yer bulamaz.Bu tür kovanlara kuluçkalığa her hafta yeni bir ham petek takviyesi yapılmalı.Arılar peteği hemen örüp ana arıda yumurtayı atar.Haftalık takviye sorunu çözmede yeterli olur.Avantajı ise;Bilhasa Akdeniz gibi kışları ılık geçen yerlerde ana arı Aralık ve ocak aylarının bir kısmında dinlenir.Bu zaman 1 Aralık ile 31 ocak arası diyebiliriz.Diğer zamanlarda yumurta atmaya devam edeceği için stok polenleri kullanmaya devam edecektir.
Dünkü çalışmamızda arıların bilhassa yaylalarda ana nektar kaynaklarından olan geveğenin çiçek açtığını ve arılarında geveğenden nektar almaya başladığını gördüm.Arılar resimde kovanların arkasındaki dağlara doğru uçuşa geçiyordu.Şalba adını verdiğimiz sarı çiçek açan nektarca zengin olan bitkilerinde çiçekde olduğunu gördüm.Dün giderken fotoğraf makinesini almayı unutmuşum.Telefonla bilgisayar arasında Bluetooth bağlantıda çalışmıyor.Öyle olunca yeni resimleri çekip yayınlamam mümkün olmadı.Artık haftaya yeni resimlerle haber yaparız.Bugünden itibaren sahil arılığımızda çalışmaya devam edeceğiz.Burdaki arılara bir kek karıp vermeliyim.Sahil arılığı henüz yeni ürettiğimi
z arılardan oluşuyor.Bu arılar bal verebilecek güçde değiller.Ancak sonbahar eylül ve ekim başlarında pürüen de nektar olursa bu arılardan bal alabiliriz. burada 70 arı var.Potansiyeli olan...Şimdi vereceğimiz kekle bu arılarda 4-5 çıtaya ulaşacaklardır.Eylüle kadar 7 -8 çıyaya ulaşırlarsa harika olur.Nedenmi?Pürüen mevsiminde genç ve dinç arılarla bal üretmek çok kolay olacaktır.Zatende bu arıların işçi potansiyeli eylüle ancak yetişir.
Günün raporunda yine gördüklerimizi ve beklentilerimizi yansıttık.Başka bir konu ve zamanda yeni yazımızla birlikde olmak dileğiyle.

30 Haziran 2009 Salı

SEZONUN 1.TAHLİLİ

değerli arıcılar bilindiği üzere
1.sezon bitti 2.sezon başlayacak
hayırlı olsun
arıcılığımızda bal verimi yükselemedi
hala bekliyoruz
bunun bir sürüsebebi var sebebi var

1-her bölgeye kafaks arısı satılması
2-her bölgeye muğla arısının gitmesi
3-arıcının hangi bölgede hangi ırkı kullnacağını bilememesi
4-alınan aana arıların kalitesinin düşük olması
5-arıcılara bal alma metodlarının anlatılmaması

..................
bu maddelere bir sürü maddeler eklemek olası
bilindiği üzere kıtaplar ve bilgilerimiz çelişiyor
kıtaplarda kafkas arısı için
gelişim ayı olarak
mayıs-hazıran-temmuz derken
kestane balından sonra
arıya yaylada ve bol çiçekli alanlarda
3- 4 kat atılabilmekte
bunu biliyor ve duyuyoruz
demekki iş çiçeğe endeksli
arı ırkı ile alakalı değil
çiçek bittiğinde kafkas balcı olduğundan
fazla personeli düşürüyor kovanı dengeye getiriyor
bal israfını azaltıyor
asla fuzuli kurek çekmez bu irk böyle
ve soğuk iklimin arısı olduğundan
hemen kışlama moduna geçer propolisi çok kullanır
bu normaldir genetiğinde bu yazılı çünkü
yani her arı ırkının her hareketiğ normaldır
iş arıcının arı ırkını çözememsinden kaynakalnıyor
arıcı arıyı çözebilse sorun bitecek
kafaks ile kitaplara baktığımızda
detaylı bilgi yok oradan oraya aynı bilgiler kopyalanmış
teferruata girilmemiş
mesela en önemli özelliği
kademeli sağım işi hiç biryerde yazılı değil
oğulcu olmamasına rağmen neden oğul verdiğide kitaplarda yazılı değil
oğul vermesinin tek sebebi arıcılının hatasıdır
başka bir açıklaması yoktur
dünyanın 3 büyük iyi ırkı olmasına rağmen
her bölgede kullanılamaz
her bölgede randıman vereceğine ben inanmıyorum
safı ile melezleride buna dahildir
arı ırkı iyidir diyerek hemen araştırma yapmadan
bölgeye uyup uymadığını denemeden arıya saldırmak
doğru değil
bu izleme bakarak
kafaksın mayıs-hazıran-temmuz gelişimi var demek
diğer zamanalrda arı duruyor analmını yuklemek
arıcılık bilimine aykırıdır
diğer tarftan kitaplarda kafkasın
uysal ırk olduğu söylenmekte
fakat bazı ırklarla çifleştirğinde ortay aacaip saldırgan arı çıkmakta
her ırk bölge şartlarına göre ortaya çıkıyor
her ırk bizim için değerlidir
fakat sonuç arıcının nerede ne kaullanacağını bilmemesinden kaynaklanıyor
muğla arısı bilindiği üzere türkiyede gitmediği alan kalmadı
buna kafkasta eklendi
bal verimi 2 ye katlanacak denildi
bu arıların gittiği yerlerde
arıalr randıman vermedi
balcı yerli ırklar oğulcu arıya döndü
bilindiği üzere
arıcılıkta gelişim fazla bir değer ifade etmiyor
bal alamadıktan sonra gelişimi ne yapacağız
işte muğla arısı süper gelişiyor ama bal verimi düşük
bir değer ifade etmiyor
arıcıya külfetten başka bir karı yok
muğla ırkınada ihtiyacımız var fakat o kendi bölgesinde kalmalıydı
bu nedenle
hangi ırk nerede randımanlı
nerede iyi çalışıyor
bal verimi nasıl bunlar tespit edilerek
bu arılar ile yola devam edilmeli
ülkemiz çiçek bakımından gayet zengin
fakat bu çiçekelri bala çeviremediğimiz
istatistiklerden belli oluyor
buna kursel ısınmayıda eklersek
ilerde arıcılığımızda bir verim azalması göünmekte
burada gezginci arıcılarımıza çok iş düşüyor
bol miktarad bal alırken çevreyi korumada onalara büyük iş düşüyor
gezginci arıcılaramıza başarılar diliyoruz

27 Haziran 2009 Cumartesi

BEREKETLI BIR YIL

YAKLASIK 3 HAFTADIR ISLERIMIZIN YOGUNLUGU VE BILGISAYARIMIN ARIZALANMASI NEDENIYLE PAYLASIM VE BLOG TAKIP'LERINDE UZAK KALDIM.BUGUN UC HAFTALIK ISIMIZI PAYLASMAYA CALISACAGIM PAYLASILACAK OKADAR DETAY VARKI UC HAFTA YAZSAM SIGMAZ UC HAFTALIK DONEM AMA BASLIKLAR VE SONUCLAR ITIBARIYLE SON OLARAK 1 HAZIRAN BAL SUZMUSTUK VE ONDAN SONRA BAL SAGIMLARI DEVAM ETTI VE BAL SUZMEDEN SONRA ANA URETIMI VE JENTER APARATININ KULANIM DENEMELERI `YAPILDI O FOTOGRAF VE PAYLASIMLAR GELECEK YAZIMDA PAYLASILACAKTIR.




ILK OLARAK ALDIGIMIZ CERCEVELI BALLARI DEPOYA TASIMAKTAYIZ




VE DEPODA SUZME CALISMALARI MODERN MAKINALARLA YAPILMAKTA SIR ALMA MAKINASI SONDERECE HIZLI VE GUZEL BIR IS YAPMAKTA

VE ELEKTRIKLI 4 LU AKUYLE CALISABILEN HEM ISTENILDIGINDE MEKANIK OLARAK CALISAN BAL SUZME MAKINASI PASLANMAZ CELIK MAKINA DEVIR AYARLI VE ZAMAN AYARLI ISTERSEN 1 -DK ISTERSEN -5 DK SONRA OTOMATIK DURMA OZELIGI VAR MAKINADAN ADETA CESMEGIBI TEMIZ BAL FISKIRMAKTA SIR ALMA MAKINASINDAN SIRLI BAL AKMAKTA BU SIRLI BAL OZEL KABLARDA SUZULMEKTE VE BU BAL DAHA UZUN BIR MUDET DINLENDIRILMEKTEDIRBAL DINLENDIRME BIDONU PASLANMAZ CELIK VE CESMELI ,BAL DINLENDIKTEN SONRA KAVONOZLARA DIREK BURDAN DOLDURULMAKTA VE SON OLARAK KALITE KONOLU BENIM UFAKLIK ESLIGINDE YAPILMAKTA

TUM ARICI ARKADASLARIN BU BEREKETLI YILIN BEREKETINI GORMELERI DILEKLERIMLE SAYGI VE SELAMLARIMLA

aricilar icin chat penceresi