30 Eylül 2009 Çarşamba

GÜÇLÜ ARI =YÜKSEK BAL VERİMİ

Bilindiği üzere
Ülkemizin bal verimi düşük
Buda ülkemize yakışmıyor
Bunu sebebi düşünüldüğünde 2 nedene dayanıyor
1-uygulama hataları
2-güçlü arıyle çalışmamak

arıcılıkta önemli olan arının kışı çıkarması değil
sezonda bal vermesidir
bal yapamayan arı kışı çıkarsa ne onemi olacaktır

Arılarda güç kavramı çok önemli
Zayıf arılar her zaman sıkıntı yaratırlar
Zayıf arılarda ilk akla gelen
kapalı arı alıp takviye vermektir
Bu bala hazırlanan kovandan takviye alınarak kovanın zayıflamasına
Takviye verilen kovanında hiçbir işine yaramamasıan sebep olur
Bu işlem sezon başında sorun yaratırken
Sezon sonundada arıları zayıflatıp kışı çıkaramamasına sebep olur
Kıştan zayıf çıkan arılar
Ana arıda ve kovanda problem olmadığı halde
gerekli gelişim gösteremediği gibi
Balda veremezler
O yıl ancak kendini toparlayabilirler
İşin özü zaten zayıf kovanlar sezon başlamadan o yıl sezonu kapatmışlardır
Yurt dışındaki blogları incelediğimizde
Genelde 2 şey görürüz

1-5 çıtanın altındaki kovanlar birleştirir bizde tam tersi yapılır
Katı aldıktan sonra arıyı zayıflatmak bölmek için elden ne geliyorsa çaba gösterilir
Bizde neden birleştirilmez.bu belli değildir

2-bu ülkelerde arılar kışa güçlü sokulur.
bu nedenle ne bölme tahtasına nede arıların sarılmasına gerek duyulmaz
Bizde ise arılar bölünerek bölme tahtası ile ve bezle sarılarak alan iyice daraltılır
Gelenek arıcılığında olduğu gibi birde rüşete alınır
bu uygulama hatası bizede musallat oldu
bir türlü kurtulamıyoruz
Hem arı zayıflatılır sonrada kıştan çıkarmak için elden gelen her şey yapılır
Zyıf olduğundan arı gerekli balı sağlayamadığından
Kışın kek ve başka gıdalar vermek zorunda kalınır
Buda arının idam fermani olur
Kazara arı olemden kışı çıkarsa
Genedöngü devam eder
Kapalı arı takviye ver sezonu boş kapa
Sonuçta arıcı bir türelü bal dönemine arıyı hazırlayamaz
Buna olumsuz iklim koşullarıda eklenince bal alamaz
Arıcının burada yapacağı tek şey kalmıştır
Mazeret üretmek sucu başka alana yüklemektir
Mazrete hazırdır
Bal inşallah seneye olacaktır
Gelecek seney sözü hiçbir zaman bitmez
Oysa ülkemizin bal verimi yıllardır bu sebepten düşmektedir
Teşhis konmuştur
Sezon kısa geçmiştir arıcı arıyı bala hazırlayamamıştır
Kısacası
Arıcı arıcılığı yapacak kadar bilgiye sahiptir
Ancak ortada uygulama hatası mevcuttur
Bu nedenle bu sezon zayıf arıları birleştirelim
Yeni Sezona güçlü başlayalım

28 Eylül 2009 Pazartesi

MUĞLA ARI YETİŞTİRİCİLERİ VE BAŞKANLARI ZİYA BEYİN ANLAMLI DAVRANIŞLARI

Muğla ilimiz sınırları içerisinde arı yüklü bir tırın uçuruma düştüğünü az önce haberlerde izledim. Tüylerim diken diken izlediğim görüntüleri izlerken sanki olayın sahibi olarak kendimi görür gibi oldum. Gece yolculukları ve bu sırada yorgunluk hepimizce malumdur. Hepimizin başına gelebilecek olan olan arı nakli kazalarının arıcı arkadaşlardan uzak olması temennisi ile.
Muğla ili arıcılarının ve başkanlarının olay yerinde anlamlı davranışları ise üzücü olayın sonucunda yapılabilecek en doğru hareketti. İvedilikle kendilerine görev sayan ve yardımda bulunan arkadaşları tebrik ediyor. Başkan Ziya beyin çalışmalarında sonsuz başarılar diliyorum.
Yalçın SEZER

22 Eylül 2009 Salı

ÇAMOLUK BAL FESTİVALİNDEN

2009 çamoluk bal festivalinde ikinci olan 5 nolu balımız.

ARICILIK VE KONULAR

IRKLAR
Ülkemizde arıların temeli her bölgeye dağıtılması sonucu Muğla ve kafkasa dayanıyor
Orjini bu 2 arıdır
Ülkemizin yerli arıları Kafkas ve yerli denen Anadolu arısıdır
Fakat her bölgedede Kafkas arısı olmaz olsada randıman vermez
İtalyan karnıol ve diğer ırklar ilim adamlarımızın değimiyle ülkemize dışardan getirilen arılardır.
Muğla arısının temelindede İtalyan arısı baskındır
Artvinden zonguldağa kadar kafkas arısının alanıdır
Ve geçit bolgeler anadolu arısı ve ekotipleridir bölgesidir
Karadenizde Kafkas
Eğede ıtalyan ve Muğla
Akdenizde Suriye Kıbrıs arısı
İç Anadolu Anadolu arısı ekotipler baskındır
Gezginci arıcılık başlamadan her bölgedeekotipler mevcut idi daha sonra bunlar kaybolmuştur
Bız saece yorum yapıyoruz gerçeği araştırma yapacak olan ilim adamaları bilir
her arıcı arıları seçerek kendi bölgesinin arısı kullanması iyidir
Eğer mutlaka kullanaıalcaksa bir ırkın safı alınarak f1 olarak kullanılmalıdır
F2 ve f3 kadar gelindiğinde bozulma olmaktadır
Hemen ana değişimi yapılmalıdır
Her arıcı arı ırklarını deneyerek bölgeye uyup uymadığını denemelidir
Randıman vermedi ise yok etmelidir.randıman vermeyen ırkta israrda mana yoktur
Bir bölgede çok miktarda arı girişi var ise orada arıcının arı ırkını koruması zordur

ARICILIKTA BİLGİ
Arıcılıkta bilgi çök önemlidir
Her arıcı yeterli bilgiye sahiptir anacak ülkemiz arıcıları acilen bir eğitime alınmalıdır
Bunda bende dahilim yaptığım gözlemde bir çok arıcı ne yapacağını nasıl bal alacağını kovanı nasıl besleyeceğı konusunda fazla bilgili değil bu nedenle konferans ve bilgiye muhtacız
Hiçbir arıcı ben her şeyi bilirim demesin ilmin sonu öğrenmenin yaşı yoktur
Her arıcıda her şeyi bilmemez
Daha öğreneceğimzi çok şey var
Arıcılkta başarı bilgiya bağlıdır

ANA ARI
Her arıcı ana arısı kendi üretmelidir
Gerektiğinde dışardan anada alınabilir
Ana arı uretcileriyle irtibatta olmalıdır
Profesyonel anlamada ana arı uretilecekse sadece bu işin yapılması ana arı kelitesi ve randıman açısından onemlidir

GELİŞİM
Arılarda gelişim 2 olaya bağlıdır ana arı ve kovanın durumu
Bu 2 unsur tam değilse arı gelişmez
Yandan verilen takviyede işe yaramaz görünüyor
Hem takviye alınan hem verilen kovana fayda sağlayamaz

BESLEME
Arılarda besleme konusu çök önemlidir
Beslmede arıları beslemekten ziyade
Hangi mevsimde hangi beslmenin yapılacağı önemlidir
Beslme iklime ve hava durumuna göre değişiklik gösterir bu yuzden besleme şeklide değişir
Arı için en uygun besleme şekli içten beslemedir ve çanta şurupluktur buda her zaman kullanılmaz
GEZGİNCİ ARICILIK
Gezginci arıcılk bir zorunluluktur gereklidir
Fakat ülkemizde gezginci arıcılk randımanlı yapılmamaktadır
En önemlisi gezginci arıcılk yapılırken arıcı arılarını gidilen bölgeye taşımakta
Dönüşte o bölgenin arısı bulunduğu bölgeye getirmektedir buda arıların karışmasına sebep olmaktadır
her arıcı sezon sonu ana değişim yapmalıdır

KARAKOVAN
Karakovan bir nostaljidir bölgemizde moder kovana geçmeden yapılan arıcılığın adıdır
Karakovanlarda kontrol yeterli derecede olmadığından hem bal kaybı hem varoa çok olmaktadır çoğu karakovan ağaç uzerinde kendi haline terkedilmiştir
Her şeye rağmen karakovancılık hoş bir güzelliktir

VAROA
Varoa tüm arıcıların başının belasıdır
Varoa çok arının olduğu yerde gezginci arıcılığın bol olduğu yerde çok olduğu görülmüştür
Bölgemizde her yıl varoadan arı sonmeleri az değildir
Kışa kadar ve ortak mucadele sarttır
KESİNLER
Arıcılkta bu boylerdi şu şöyledir demek çok zordur
Bu nedenle bu hitaplardan kaçınıyoruz
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu zaman gösterecektir
devam edecek…………

20 Eylül 2009 Pazar

15 Eylül 2009 Salı

Kadir Gecesi Mesajı

Değerli arıcı Dostlarım engüzel mesajı bilirsinizki Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlayacaktır bu kutsal gecemiz için.Bende herkesin bu site aklına gelmez düşüncesiyle sizlere Sayın Prof.Dr.Ali BARDAKOĞLU'nun yazısını sunuyorum.
Kadir Gecesi Mesajı
Tarih: 14.09.2009 Manevî arınma ve yücelme, paylaşarak zenginleşme mevsimi olan mübarek Ramazan ayının son günlerini idrak ederken, 15 Eylül Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gece Kadir Gecesine ulaşmanın heyecanını ve mutluluğunu yaşacağız. Yüce Kitabımız’da “bin aydan daha hayırlı” (Kadr, 97/1-5) olduğu bildirilen Kadir gecesi, insanlık için kurtuluş reçetesi olan Kur’an’ın indirilmeye başlandığı, esenliğin bütün dünyayı kuşattığı, dua ve tevbelerin kabul edildiği bir kutlu gecedir.
Kadir gecesini diğer bütün zaman dilimlerinden üstün kılan özellik, bütün insanlık için hidayet rehberi olan Yüce Kitabımız Kur’anı Kerim’in bu gecede indirilmeye başlanmış olmasıdır.
Varlık ve varoluş bilgisinin ders kitabı, bütün kâinatın özeti ve Yüce Yaratan’ın bizlere uzattığı kurtuluş halkası olan Kur’an’la değer kazanan bu gecenin kıymetinin bilinmesi, ancak Kur’an’a gönülden yönelmek ve onun insanlığa sunmuş olduğu eşsiz mesajını okumak, anlamak ve yaşamakla mümkün olacaktır. Zira Kur’an anlaşılmak, fert ve toplum hayatına rehber olmak için gönderilmiştir. Okumuş olduğumuz Kur’an’ı anlayarak hayatımıza yansıttığımızda Kur’an o zaman bizlere şifa ve rahmet olacaktır. Çünkü Kur’an sadece bilgi kaynağı değil, aynı zamanda tüm insanlığa bir fırsat olarak sunulan yol haritasıdır.
Fâtiha’dan başlayıp, Nâs suresiyle tamamlanan bu hayat rehberimiz bizi şirkten, zulümden ve her türlü nefsani sapmalardan sakındırmakta, Allah’a şeksiz iman ve tam bir teslimiyetin yolunu göstermekte, kutlu Nebilerin hayatından kıssalarla bugünümüze ölümsüz örnekler taşımaktadır. Ölümü ve ahireti sıkça hatırlatarak, hesabını verebileceğimiz bir hayatı yaşamanın uyarısını yapmaktadır. O, bizlere bir yandan namaz, oruç, zekât, hac ve dua gibi ibadetlerle Rabbimize yaklaşmanın; diğer yandan sabır, doğruluk, yardımlaşma, af, adalet ve merhamet gibi ahlaki erdemlerle donanarak örnek bir fert ve toplum olmanın bilincini aşılamaktadır. Onun insanlığın ufkunda yanan ışığı, her dönemde insanlığı aydınlatmaya devam edecek, taşımış olduğu değerler, getirmiş olduğu evrensel ilkeler her zaman taze ve yeni kalacak, yaptığı çağrı kıyamete kadar sürecektir. Kur’an bu üstün özelliklerine bizzat kendisi tanıklık etmekte ve tüm insanlığa şöyle seslenmektedir: “Ey insanlar! İşte size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifa ve inananlar için yol gösterici bir rehber ve rahmet (olan Kur’an) geldi..” (Yunus, 10/57)
Mükâfatların sınırsız olarak verildiği Kadir gecesi, kendimize dönerek gaflet içinde geçirmiş olduğumuz günlerimizi sorgulama, unutarak ve bilmeyerek işlediğimiz hatalara tövbe etme ve af dileme, bir daha yapmama kararlılığımızı Yüce Yaratıcımızın sonsuz rahmet ve mağfiretini umarak yineleme, aramızdaki sevgi ve bağışlamanın hepimizi kucaklaması için bu yolda yeni adımlar atma zamanıdır.
Bize manevi derinliğinde arınma ve bağışlanma fırsatı sunan bu mübarek gün ve geceler, yaşantımızda kalıcı değişiklikler meydana getirmediği müddetçe tam anlamıyla idrak edilmiş sayılamaz. Bu sebeple ibadetlerimizde ve ahlaki yaşantımızda istikrar ve istikametin önemli bir husus olduğunu bilmeli, her ayı Ramazan ve her gün ve geceyi Kadir Gecesi gibi yaşamaya gayret etmeli, dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine; sevgiyi, hoşgörüyü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmalı, yetimlerin, kimsesizlerin, fakir ve muhtaçların yüzünü güldürmeli, onlara yardım elimizi uzatmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle vatandaşlarımızın, soydaş ve dindaşlarımızın Kadir Gecesini tebrik ediyor, Yüce Mevlâmız’dan, tuttuğumuz oruçları ve yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etmesini, bu gecede yapılan dua ve yakarışların, İslam âleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, toplumsal birlikteliğimizin güçlenmesine, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını niyaz ediyorum.
Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU Diyanet İşleri Başkanı

11 Eylül 2009 Cuma

DÖNÜŞ YAPTIK





alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5380275317869029634" />





http://aricihakan.blogspot.com

Arici Ziyaretleri

arici ziyaretleri ana ari uretimi denildiginde kosovada onde gelen aricilardan ve aricilik kitabi yazmis bir arici sn. Fadil KUKLECI onu ilk ziyaretimiz oldu bizden 100 km uzak oldugundan cok sik gorusme imkanimiz olmuyor kendilerini ariligimiza davet etik .

Beraber gitigim arici komsu sehirden kendisinin 20 kolonisi var aricilik konusunda kendini epey gelistirmis hepsi turk ariciligini merak etmekteler turkiye buyuk bir ulke orda aricilik ne durumda benimle surekli fikir alisverisi icindeler onumuzdeki yillarda turkiyeye yapilacak bir tur planlamaktayiz bakalim Mamusa aricilar dernegi AKASYA uyeleri ve arnavut aricilari bir heyet toplanip ana vatan aricilarini mekanlarinda ziyaret edecegiz insallah ,tabi bunun icin zemin hazirlamak lazim insallah gelecek yaz olacak .

3 Eylül 2009 Perşembe

ARICILIKTA SUNNİ DÖLLEME İLE ANA ÜRETİMİ

dğerli arıcılar
bilindiği üzere arıcılığımzın her tarafı sunni olmak üzere
sunni petekler
sunni plastık kovanlar
sunni bölmeler
sunni ana arı üretimleri
vs vs
bu sunniler çoğalınca
ilim adamları doğal adönme isteğine başvurdular
bu yuzden organık arıcılk konuşuluyor artık
dünyada en çok ana üretimi için kullanılan yontem
larva transferi imiş
bu işi doğal yapsak daha iyi değilmi diye düşünüyorum
ana arı üretimi için
sunni DÖLLEME İLE ANA ÜRETİMİ yapılamaz değil

fakat
arı ırklarını korumak için başka yontemler alınabilir
alternatif deneme araştırmak daha iyi
her bozulma olduğunda sunni döllemeyi karşımıza çıkarmak ne kadar doğrudur
bunu yapacak kaç arıcı var
bunun için bilgi ekipman ortam gerekli
arıcıları bu kadar rizke sokmaya hakkımız varmı
doğal ana üretimi ile sunni üretim arasında ne kadar fark var
her şey doğal güzel değilmi

mesela
ülkemizin tüm bölgelerinde
gegiznci arıcıların giremeyeceği
macahel gibi izole bolgeler yapılsa
daha sonra arı ırkları bozulunca
buralardan ana alarak ırkımızı geri alabilsek
bunlardan daha iyi değilmi
mesela kars posof kafkas ekotipi var
buda korumayla yapılan bir bölge
böylece tarkya ve ekotipi
iç anadolu ekotipi akdeniz ekotipi
ıstediğinzi an ırklar ve ekotipler elinizin altında
sunni dollemeye ne hacet
bu okadar zor değil bence
hayalde değil gerçek
misal olarak
tarakyanın bir bölgesini ızole bolge alacaksınız
bu iş akdenizdede oluşturulacak
arı gırişi çıkışı olamayacak
arıcı gezginci arıcılık sebebiyle
ırkı bozulduğunda hemen elinin altında saf ana hazır olacak
bu arıcılar birliği vasitasıyle ülkemizde yapılmalı
gezginci arıcılar her istediği yerde arıcılk yapmamalı bunun bir sınırı olmalı
diye düşünüyoruz

aricilar icin chat penceresi