29 Temmuz 2009 Çarşamba

BLOĞUNUZU GÜNCELLEYİN...

Bloklarda yazdığımız yazı ve bilgiler öylesine kabarıyorki zamanla bu yazıları bulmak okumak hem zor hemde zaman alıcı oluyor.Bunu kolaylaştırmanın tek yolu bloğunuza arayıp bulma gadgeti eklemenizdir.Benim bloklarda aradığınız konu ile ilgili bir bilgi arıyorsanız konu başlığını yazarak kolayca bulabilirsiniz.Benden sizleri uyarması...Gadgetleri inceleyerek buloğunuzuda güncel tutun.

27 Temmuz 2009 Pazartesi

SEZON ANALİZİ

bilindiği üzere
dünya üzerindeki ekolojik değişimler
iklimi etkiledi
bu olumsuzlukların üzerine
gezginci arıcılk sonucu
arıların ırkını bozulması
birbirine karışması
ve arı bilgimizinde fazla olmaması
sonucu 3 etken
bal verimini etkiledi
bal olduğundan düşük oldu
böyle giderse gezginci arıcılk yapılsa dahi
ilerki yıllarda dahada bal veriminin düşeceğini
aklımıza getirmek bile istemiyoruz
arıcıların yaptıkalerı en büyük hatalar
1-sezon sonu ana arıları değişmemek
2-gezginci arıcılk sonucu bölgeler çok sayıda arının girip çıkması
bu 2 etkende arınızı koruma imkanınınz yoktur
bu nedenle her yıl ana arılar 2 yılını doldurmadan
tüm arıcılar ana değişmi yapmalıdır
ülkemizde sunni dollemenin yayğın olmaması sonucu
arılar korunamıyor
iklimler değişme göstermeye başladı
bu sonuca göre
arıcılkta bir plan değişikliği yapmak gerekiyor
bal sezonları kısalmaya başaldı
kısa zamanda bal akımını yakalamak için
preojeler ve planlar gerekli
çok kovan değil güçlü kovan
anlayışıyle
bal akımını yakalamamız dileğiyle
bundan sonraki yıllar iyi olsun

25 Temmuz 2009 Cumartesi

ÖNEMLİ

<

DİKKAT EDİN ÖNEMLİ ! MUTLAKA UYGULAYIN.

Arıcı dost ve arkadaşlarım;Havaların oldukça ısınması sıcak yerlerde bulunan arı ve arıcıları bunaltıyor.Arıcı sıcağın etkisiyle arısına bakamıyor.Arıda sıcakla yavruyu kesiyor geriliyor.Kovan içi işleri arılar zayıflayınca aksıyor.Boş ve bilhassa kovan altına yakın petekler güvenin dostu oluyor.Kovana güve girdimi arı kovanı terkediyor.Çünkü;Arı güve ile başa çıkamıyor.Bunun için yapmanız gereken basit işler var.Boş petekleri alınız.Boş petekler güve ocağı olacaktır.kovanlara koyduğunuz çıtalar kovan tabanına yakınsa çıtaların altında arı dolaşamıyorsa,çıtaların kovana dokunduğu üst uçlarının altına yaklaşık olarak 1cm kalınlığında çubuklar koyarak çıtaların kovan tabanından yükselmasini sağlayın.Böylece arılar çıta altına güvelerin yerleşmesini temizleyerek önleyecektir.Kovanlarınızı hemen gözden geçirin ihmal etmeyin.Şu uygulayacağınız taktik güvenin kovana gelmesine engel teşkil edecektir.
Çevrenizde mutlaka ceviz ağacı vardır.CEVİZ AĞAÇLARINDAN YAPRAK TOPLAYARAK KOVANLARA 4-5 TANE KOYUN.Ceviz yaprağı güveyi engeller.Yapraktaki iyot ve oluşturduğu koku güvenin kovanlarda barınmasını engeller.Benden uyarması...Sizlerden yapması...Kolay gelsin arıcı dost ve arkadaşlarım.Hayati İNAL.ANTALYA.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

ANA ARI

Arılığımıza yarın 5 tane daha misafir katılacak.Tabiki misafirlik süreleride çabuk geçecek.Biz onların sahib olmalarını istiyoruz.Haberin devamı aşağıda...

ÖĞRENMEK,BİLMEK,UYGULAMAK VE BAŞARMAK.....

Bazen çalışmalarda herşeyi bilmek,doğru yapmak bile yetmiyor...Şansada ihtiyaç duyuyorsunuz,çünkü;Şanslı olmakda gerekiyor...

Arılarla aramız iyi görünüyor.Ancak Türkiye'de bütün arıcılık yapan arkadaşlar olarak ortak sorunumuz kaliteli ve iyi cins analarla çalışamamak...İşte burada ortak sorunumuz var...Çünkü;Ülkemizde kullandığımız arılarda müthiş bir melezleşme var.Bu melezleşme sonucu verimi belli olmayan(Bazen müthiş verimli,bazen iyi çoğu zaman orta)arılıklarla çabalıyoruz.Ne yapmak gerekiyor,çözüm ne derseniz;İşte sorun Burda...Ülkemiz arıcılarının kullanacağı analar iyi üretilmeli ve pazarlanmalı,hatda ana arı üreten işletmelere suni dölleme teknikleri kullanma zorunluluğu bile düşünülebilir.Çünkü;Saf veya f1-f2 türü melezlerle çalışırsak sorunların azalacağı düşüncesindeyim.50 arı olan bir işletme iyi doğru ve planlı bir çalışma ile yılda 1,5-2 ton bal üretecek kapasiteye getirilebilir.Bloklarda takip ettiğim kadarıyla herkes doğrularını yazıyor,hatalarından bahsetmiyor.Çoğu zamanda doğru olarak anlattığı haber bile tartışılacak arıcı dostlarımız oluyor.Bu doğrultuda işimiz çok daha diye

düşünüyorum. Reklam
Logosunu yayınladığım Assale arıcılık Karamanda faaliyet gösteriyor.Buradan 5 tane ana arı siparişim olmuştu.Ana verilecek kovanlar hazırlandı.Fatih Bircan bugün elimde olacağını telefonla söyledi,ama ilgili kargo şirketi bana ulaştırmadı.Sanırım yarın elimize ulaşırlar.Havalarda çok sıcak.Geç kalırsa sorunda yaşayabiliriz.Bu arıları hemen dikkatli ve düzenli bakıma alıp onlardan yapacağım transferlerle bir gurup daha ana üretmek istiyorum.İlkbaharda hep italyan tercihini kullandım.İyi geliştiler.Fakat devamlıda takviye gerekiyor.Arı birazda kendisine yetecek balı üretmeli...Daha önce başka yerlerden aldığım ve denediğim Kafkas türü ana arılardan tam verim alamamıştım.Sebebide bence kafkasdan ziyade melez oluşlarındandı.Arı melez bile olsa kendi türünden melezleşmeli...Karışık türler kullanılırsa melezleşmeden ziyade molozlaşma oluyor gibi...Bu sıkıntıyı 4-5 yıldır yaşıyorum.Bundan dolayı karar aşamasına doğru gidiyorum.Ama kullanmayacağım ana türleride var artık...İsim olarak yazıp tartışma yaratma amacınıda gütmüyorum.

Bu bakımdan diyebilirimki,şu ana,bu anadan ziyade arılığınızda melezleşme sınırını iyi ayarlayın.Çünkü;Hayatımızda hata yaparak öğrenip başarılı olacak kadar yaşayacak zamanımız olmayabilir.Günlerin,ayların ve yılların kıymetini iyi bilelim.

14 Temmuz 2009 Salı

IRKLARI DEĞERLENDİRME

bilindiği üzere
her ırk doğal ortam sonucu ortaya çıkıyor
hangi ırkın nerede kullanılacağı daha once bir blogda
resim halinde gösterilmişti

muğla arısının her bölgede kullanılamayacağı gibi
kafkasta her bölgede kullanılamaz
ıtalyanda aynıdır
karnıol ırkıda aynıdır
her ırk aynıdır
arıcı nerede ne kullanacağını iyi bilmelidir
bulunulan bölgede randıman veren arılar tespit edilerek
bu ırklarla çalışılmalıdır
araba galerisi gibi bir sürü ırk bulundurmanın
arıcıya bir getirisi ve faydası yoktur
herhangi bir nedenle bir ıkı denediysek
bir yıl randıman vermediyse
artık o ırk ıptal edilmelidir
üstelemenin bir anlamı yoktur
başka ırktan başka ırka takviye vererek arıyı geliştimek
işi boş iştir
arı kendisi doğal olarak gelişmelidir
taşıma sıyla değirmen dönme zen iyi sozdur
demekki bu ırk bu bolgede randıman vermemektedir
ne ilginçtirki
muğla ve kafkas ırkı türkiyenin her bölgesine ulaşmıştır
bu 2 hata ülkemiz arıcılığın tehdit etmektedir

arı ırkları arasında
mutlaka fark vardır
bu normaldir
muğla arısı kafkastan fazla yumurta atmaktadır
bu bir farktır fakat bir anlam ifade etmez
20 çıta muğla ile 15 kg bal
20 çıta kafkas ile 25 kg bal aldım
aradaki fark görülüyor
bazı olayları bilmek için profosor olmak gerekli değildir
izlemler bazen en iyi sonuçtur
arının gelişimi sade krıter değildir
iş bal yapmasındadır bal yapmadıktan sonra
arı gelişse ne işimize yarıyacak
bize balcı arı lazım
her arıcıya bu lazım
fuzuli kurekmi çekecek arıcı
bu mumkun değil
sezon zaten kısıtlı
zaman dar
birde sokucu ve oğulcu arıylemi uğraşacak arıcı
ulkemizin meselesi
doğru ırkı doğru yerde kullanmaktır
bunu çözdüğümüzde başarı gelecektır
sevgili arıcılar
kafkas arısı dnyanın 3 en iyi arısıdır
fakat her bölgede olamaz
bu dığer ıklar içinde geçerlidir
yumurta atışı diğer ıklara göre azdır
ilkbhar gelişmi yavaştır
kendine göre bazı eksileri vardır
fakat balcı bir arıdır
sokucu değildir
maskesiz çalışmanız mumkundur
fakat ırkı bozmaz iseniz
başak ırkla melezlendiğinde acaip sokucu arı ortaya çıkar
bu nedenle iş ırkları iyi tanımak
hangi arı nasıl haereket ediyor bunu iyi bilmek
lazımdır
herşeyden evvel
arının gelişimi doğal olmalıdır
yandan takviye ile arı gelişebilir fakat bu bir feğer ifade etmez
arı kendisi atılım göstermelidir
takviye ile gelişim zorlama ile gelişimdir
arıda nrmal gelişim yoksa bir yerde sorun vardemektir
yandan alına takviye
hem alınan kovanın
hem verilen kovanın bir gelişimene katkı sağlamaz
bu konulara dikkat ederek
sabit arıcılara seneye hazırlanırken kolay gelsin diyoruz
gezginci arıcılarımıza da başarılar dileriz

2 Temmuz 2009 Perşembe

TOROSLARDA ....

Bu haftaki Yayla arılığımızdaki çalışmamızı tamamladık.Arılarımızı kontrol ettik.Ballıkların altına yerleştirdiğimiz metal ızgaralar alınarak kuluçkalık olarak ayırdığımız kovanlarda denetlendi.Şu an itibarıyla sadece Maşallah demek yeter.Çok şükür ana arılar yaz dinlenmesine geçmedi.Yumurta atış hızları iyi.Çıkan yavrunun yerine desenli yumurta döşemeye devam diyorlar.Nektar akışına gelince;Arılar için benim görebildiğim çiçekli nektarlı bitki sayısı ve çeşidi fazla görünmesede, kovan dışından bal kokusunu artık alabiliyorum.Arılıkda bal kokusu gayet güzel.Bu bal kokusuda ne deyip geçmeyin.20 yıldır arıcılığın içindeyim.10 yıldırda aktif arıcılık yapıyorum.Bu yılki duyduğum bal kokusunu geçmiş yıllarda almıyordum.Tabiki sadece benim öğrenmemle ilgili değil.

Geçmiş yıllarda ki kuraklıkdan dolayı arılar nektar bulmakta zorlanıyorlardı.böyle olunca arılar bal yapamayınca arılıkda nektar ve bal kokusu oluşmuyordu.İkincisi ise artık daha kolay kovan dışından,çevre incelemesinden bitki çiçeklerindeki nektar miktarından arıların çalışmalarına yaptığım gözlemlerden kolayca anlıyorum.Aslında basit...Şöyleki;Arı tabitda bitki ve çiçekleri dolaşırken polenliyse polen topluyor...Topuklarında polen yoksa çiçek ve bitkilere konuyorsa gövdesi koyulaşmışsa nektar toplamadadır.Dünkü çalışmalarımda arıların bir kısmı hala polenliydi.Büyük çoğunluğuda nektarlıydı.Kovanlarımızda polen stokları maksimum düzeyde...Bu hem sorun yaratır,hemde avantaj...Sorunu;Kovan sıkışıklığı olur.Ana arı yumurta atacak yer bulamaz.Bu tür kovanlara kuluçkalığa her hafta yeni bir ham petek takviyesi yapılmalı.Arılar peteği hemen örüp ana arıda yumurtayı atar.Haftalık takviye sorunu çözmede yeterli olur.Avantajı ise;Bilhasa Akdeniz gibi kışları ılık geçen yerlerde ana arı Aralık ve ocak aylarının bir kısmında dinlenir.Bu zaman 1 Aralık ile 31 ocak arası diyebiliriz.Diğer zamanlarda yumurta atmaya devam edeceği için stok polenleri kullanmaya devam edecektir.
Dünkü çalışmamızda arıların bilhassa yaylalarda ana nektar kaynaklarından olan geveğenin çiçek açtığını ve arılarında geveğenden nektar almaya başladığını gördüm.Arılar resimde kovanların arkasındaki dağlara doğru uçuşa geçiyordu.Şalba adını verdiğimiz sarı çiçek açan nektarca zengin olan bitkilerinde çiçekde olduğunu gördüm.Dün giderken fotoğraf makinesini almayı unutmuşum.Telefonla bilgisayar arasında Bluetooth bağlantıda çalışmıyor.Öyle olunca yeni resimleri çekip yayınlamam mümkün olmadı.Artık haftaya yeni resimlerle haber yaparız.Bugünden itibaren sahil arılığımızda çalışmaya devam edeceğiz.Burdaki arılara bir kek karıp vermeliyim.Sahil arılığı henüz yeni ürettiğimi
z arılardan oluşuyor.Bu arılar bal verebilecek güçde değiller.Ancak sonbahar eylül ve ekim başlarında pürüen de nektar olursa bu arılardan bal alabiliriz. burada 70 arı var.Potansiyeli olan...Şimdi vereceğimiz kekle bu arılarda 4-5 çıtaya ulaşacaklardır.Eylüle kadar 7 -8 çıyaya ulaşırlarsa harika olur.Nedenmi?Pürüen mevsiminde genç ve dinç arılarla bal üretmek çok kolay olacaktır.Zatende bu arıların işçi potansiyeli eylüle ancak yetişir.
Günün raporunda yine gördüklerimizi ve beklentilerimizi yansıttık.Başka bir konu ve zamanda yeni yazımızla birlikde olmak dileğiyle.

aricilar icin chat penceresi